Turizm alanındaki çalışmaları ile bilenen Prof. Dr. Nazmi Kozak otobiyografisine yer verdiği “Yengeç Sepetinde Bir Ömür” adlı kitabını İstanbul Sultanahmet’teki The And Otel’de düzenlediği toplantı da tanıttı.
Üniversitelerden, turizm sektöründen ve basından katılımcıların bulunduğu törende bir konuşma yapan Prof. Dr. Kozak, küçük bir kasabada doğduğunu , Cumhuriyet sayesinde bugünlere geldiğini ve gerçekleştirebildiklerini de Cumhuriyet’e borçlu olduğunu açıkladı. Eğitiminde Köy Enstitülü ve bu gelenekten gelen öğretmenlerin önemli etkisinin bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kozak, bütün amacının bu ülkeye ve Cumhuriyete olan borcunu ödemek olduğunu söyledi.
Ekleri ile birlikte 336 bölümden oluşan “Yengeç Sepetinde Bir Ömür” adlı kitap, Prof. Dr. Nazmi Kozak’ın erken yaşlarda emekli olmaya götüren olaylara yer verdiği “İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir" başlığıyla başlıyor. Kitabın izleyen sayfalarında ise Prof. Dr. Kozak’ın doğup büyüdüğü kasabayı, coğrafyayı, eğitim ve çalışma yaşamıyla ilgili anlatılar yer alıyor. Prof. Dr. Kozak, kitabının ikinci bölümünü “Gerçekleştirebildiklerim” başlığı altında, düzenlenmesine ve gerçekleştirilmesine birinci elden etkide bulunduğu dergi, kongre, araştrma, kurultay, konferans ve sanat gibi etkinliklerin kısa açıklamalarına yer vermiş. Kitapta “Gerçekleştiremediklerim” bölümünün yanı sıra aldığı ödüller ile yazdığı ve editörlüğünü yürüttüğü kitapların listesi bulunuyor.
Prof. Dr. Kozak, kitaba niye bu başlığı verdiğini ise kitabında şöyle açıklamış: “Zülfü Livaneli’nin Huzursuzluk adlı romanında yazdığı gibi, ‘Derdim, olanları dünya aleme duyurmak falan değil… Ben sadece kendimi tedavi etmek için yazıyorum, insan denilen yaratıkların arasında yaşama gücünü tekrar bulabilmek için…’ Yoksa yengeç sepetini andıran bu ülkede başka türlü nasıl yaşama tutunabilinir ki?.. "En iyi tedavi yazmaktır,” derler ya, ben de öyle yapmaya çalıştım…”
Comments